Kapitalist sistemin uşağı olan devletlerin tamamında güçlülerin hataları görmezden gelinirken zayıflar ezilir. Bugünün Türkiye'si de maalesef aynı konumda. Milyonlarla oynayan şirketlerin devlete olan vergi borçları da yine milyonlarla ölçülüyor. Ancak birkaç yılda bir çıkan vergi affından faydalanmak isteyen şirketlerin çoğu vergilerini ödememek için çeşitli bahaneler buluyor. Devletin yapılanlara göz yumması neticesinde her sene milyarlarca liralık vergi devletin kasasına değil, zenginin cebine giriyor.
Vergi affı demişken, bu af hiçbir zaman vatandaşları tamamen kapsamıyor. Sadece bazı şirketler için özel olarak çıkarılan vergi affı sayesinde bu şirketler devlete tek kuruş ödemeden Türkiye'de milyarlar kazanıyor. Büyük şirketler için ortaya çıkarılan ve anında uygulanan vergi affı kararnamesi hiçbir zaman işçi sınıfı için uygulanmıyor. Bugün asgari ücret açlık sınırının 500 lira altındayken her asgari ücretliden ayda 300 TL vergi alınıyor. Yandaş şirketlerin milyonlarca liralık vergi borcunu tek kalemde silen devlet asgari ücretlinin kanını emmekten vazgeçmiyor.
Devletin her köşesinde büyük yolsuzluklar dönerken sistemin kölelerinin gözü sadece zayıf kişileri görüyor. Ali Kirli ezilenlerden sadece biri, 5 çocuğuyla İstanbul'da yaşam mücadelesi veren Ali Kirli tatlı arabasıyla tatlı satarak evini geçindiriyor. Ancak her seferinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıtalarınca hırpalanarak arabası kırılıyor, araba zorla elinden alınıyor. Yaşanan son hadisenin kameralarca da kaydedilmesi İstanbul zabıtasının ne kadar gaddar olduğunu bir kere daha ortaya koyuyor.
Kurallar herkes için geçerli olmadığı müddetçe toplumun bir kesimi ezilmeye mahkumdur. Devletin başındakilere bu gücü veren ise toplumun ta kendisidir. İnsanlarımız ekonomik krizler geçirirken devletin parasının zenginlere peşkeş çekilmesini görmezden gelemeyiz. 1 liraya tatlı satarak ev geçindiren Ali Kirli'nin ödemediği vergiye takılan devlet neden her yıl milyonlarca lira vergi kaçıran şirketlerin peşine düşmüyor? Bunu her fırsatta sormak, asla arkasını bırakmamak gerekiyor.
Ülkemizin dört bir yanında baş gösteren işsizlik sorunu nedeniyle binlerce kişi evine ekmek götüremiyor. İş bulamadıkları için çalışamayan bu kişilere herhangi bir şekilde işsizlik maaşı verilmiyor. Ülkemiz sisteminde verilen işsizlik maaşını alabilmek için bir dönem sigortalı olarak çalışmış olmak gerekiyor, zaten bu maaş devlet tarafından en fazla 3 ay boyunca yarım asgari ücret olarak veriliyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları işsizlik maaşı alamazken artık devlet eliyle Suriyeli mültecilere her ay 100 lira maddi destek verilecek. Yıllardır Türk vatandaşları için gündeme bile gelmeyen bu uygulamanın Suriyeliler için geçerli olacak olması acizliğimizi bir kere daha ortaya koyuyor.
Sözde gelişmiş bir toplum olmamız için çalışan devlet büyüklerimiz her seferinde en büyük kazığı vatandaşa atıyor. Bugün Suriyeliler her hizmetten bedava faydalanırken gençlerimiz sağlık kuruluşlarında muayene olamıyor, bunun için sigortasız gençlerden Genel Sağlık Sigortası adı altında bir ücret talep ediliyor. Kendi vatandaşını görmezden gelen bir devlet nasıl olur da gelişmiş bir devlet olma yolunda ilerlediği iddia edebilir?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri tarafından linç edilen Ali Kirli'nin tek istediği şey alnının akıyla para kazanmak, çocuklarına daha iyi bir hayat sunabilmek. Ali Kirli'yi linç eden zabıta ekipleri neden vergi kaçıran büyük şirketlerin patronlarına da aynısını yapamıyor? Devletin eli sopalı yetkililerinin gözü sadece ekmeğinin peşinde olan garibanları mı görüyor?
Zabıta ekiplerinin meydan dayağı attığı, kafasını yardığı ve tatlı arabasını parçaladığı Ali Kirli'nin 15 Temmuz Darbe Girişiminde kurşun yiyenlerden biri olduğunu biliyor muydunuz? Günlerce süslü cümlelerle sokağa inen vatandaşları öven siyasi büyüklerimiz Demokrasi Gazisi olan Ali Kirli'nin düştüğü bu durum için ne cevap verecekler merak ediyorum.
Zabıta ekiplerinin bir kısmı tarafınca linç edilen Ali Kirli'nin linç edildiği anları yine Zabıta ekibi arasında yer alan zabıtalardan biri kayıt altına almış. İzliyoruz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Senin Yorumun Nedir?